Covid-19 tedavisi tamamlanan 6 hasta taburcu edildi
Kula ilçesinde yeni tip korona virüs (Covid-19) tedavisi tamamlanan ilk 6 hasta, Kula Devlet Hastanesinden alkışlarla uğurlandı.
Taburcu edilen hastalar ile birlikte hastaneden ayrılan ve geçtiğimiz
günlerde Covid-19 sebebiyle babasını kaybeden Coşkun Çağlayan, tedavisi
sebebiyle babasının cenazesine katılamadığını, şimdi de 14 gün boyunca
evde karantinada kalacakları için babasının mezarına gidemeyeceklerini
anlattı. Yürek burkan sözler ile acısını anlatan Çağlayan, bu süreçte
kanser hastası olan annesi için güçlü olmaya çalışacağından bahsetti.
Yeni tip korona virüsün (Covid-19) Türkiye'de görülmesinden 95
sonraya kadar hiç vaka görülmeyen Kula'da, ilk vaka 12 Haziran tarihinde
görülmüştü. Sonrasında ise vaka sayıları artmış, filyasyon ekiplerinin
çalışmaları sonucu pozitif vakalar tedavi altına alınmış, temaslı
vatandaşlar ise evlerinde karantinaya alınmıştı. Bu süreçte Kula Devlet
Hastanesinde tedavileri devam eden ve yapılan tetkiklerde test sonuçları
negatif çıkan ilk hasta dün taburcu edilerek alkışlarla uğurlandı.
Bugün ise tetkiklerde test sonuçları negatif çıkan 5 hasta daha taburcu
edildi. Dün taburcu edilen 1 hasta ile toplamda 6 hasta, Kula Devlet
Hastanesi personeli tarafından hastaneden alkışlarla taburcu edildi.
Taburcu edilen hastalar, hastaneden ayrılırken, sağlık personellerine
ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ederek ayrıldı. Hastaneden
Başhekim Op. Dr. Cansu Sarıgül, doktor ve hemşirelerin alkışları
eşliğinde taburcu olan hastalar yürüyerek özel araçlarına bindi. Taburcu
olan hastalarında 14 gün boyunca evlerinde karantina kalacağı
bildirildi.
Burun kanaması şikayetiyle hastaneye başvurdu
Babasının burun kanaması şikayeti ile hastaneye başvurduğunu,
sonrasında geçen her günde babasının durumunun daha da kötüye gittiğini
anlatan Çağlayan, "6 Haziran tarihinde babam burun kanaması geçirdiği
için, hastaneye geldik. Babam zaten Kula Devlet Hastanesinde tedavi
gördü. Fakat burun kanamasını kesemedik. 12 Haziran'da babam daha kötü
rahatsızlandığı için kendim de işe gidemedim. Babamda Covid-19?un hiçbir
belirtisi yokken bir anda gücünü aşırı derecede kaybetti. Zaten 12
Haziran'da hastaneye gittiğimizde bile sabah kendisi kalktı giyindi,
sakal tıraşını oldu. Gayet sağlıklı görünüyordu. Ama Salihli'ye
gittikten sonra süreç daha farklı oldu bizim için. Salihli'de babam
yürüyememeye başladı, konuşamamaya başladı. Orada başka bir evladı
olmadığı için babamla hep ben temas kurmak zorunda kaldım. Her yere
tekerlekli sandalye ile kendim götürdüm. Babam 13 Haziran Cumartesi
gecesi Salihli Devlet Hastanesinde müşahede altına yatırıldı. Babamı en
son gördüğümde Cumartesi günüydü. Helallik isteyemedim, hakkını helal et
baba diyemedim. Çünkü babamın geri geleceğinden o kadar emindik ki,
babam oradaki hemşirelere bile 'benim bir rahatsızlığım yok, ben iyiyim,
benim sadece öksürüğüm var, beni iyi edin' dediğini hatırlıyorum.
Babamın tekrar yanımıza dönemeyeceğini bilmiş olsaydım, onu yalnız
bırakmaz başında nöbet tutardım. Bir buçuk yıldır da kanser hastası olan
annemin tedavisi için çok çaba sarf ettik. Çok uğraştık ve Rabbime
şükürler olsun annemi iyileştirdik ama bu sefer babamı kurtaramadık.
Babam vefat ettikten sonra kendim de tedavi altında olduğum için
cenazesine dahi katılamadım. Babama temas ettiğim için benim de testim
pozitif çıktı. Bu süre zarfından Kula Devlet Hastanesinde tedavim
tamamlandı, bugün itibari ile de taburcu oldum. Kula Devlet Hastanesinin
tüm sağlık personellerine ilgi ve alakalarından dolayı çok teşekkür
ediyorum. Bana çok yardımcı oldular. Annemle bizi en çok üzen konu,
babamın cenazesine katılamamak oldu. Şuan bile hastaneden çıktığımız
halde babamın mezarına gidemeyeceğiz. Rabbim kimseye bu şekilde acılar
yaşatmasın" dedi.
Babasını kaybetmesinin ardından büyük bir üzüntü yaşadıklarını
dile getiren Çağlayan, kanser tedavisi gören annesi için çok güçlü olmak
zorunda olduğunu söyledi. Hastalıklar ile mücadele ederken zorlu bir
imtihandan geçtiklerinden de bahseden Çağlayan, ?Kanser tedavisi gören
bir annem var, onun için çok güçlü olmak zorundayım. Ağlamamak için
kendimi zor tutuyorum. Çünkü ağladığımda annem çok üzülüyor, o daha çok
ağlıyor. Kula Devlet Hastanesindeki 14 günlük tedavi sürecimiz boyunca
anneme en çok ben destek oldum. Eşim evde, annemle biz burada, babam
mezarda. Rabbim öyle bir imtihandan geçiriyor ki bizi. Yani hiç
birbirimize ulaşamadık, paramparça olduk. Yani babamın bir cenaze namazı
kılınmış olsaydı eğer, ne camiler, ne de mezarlık kalabalığı alırdı
diye düşünüyorum. Çok dualar edildi, okunan Yasin-i Şerif'in, okunan
duaların haddi hesabı yok. İnşallah Rabbim babamı cennetine koymuştur?
ifadelerini kullandı.
Karantina sürecinde yaşadıklarını anlatan Çağlayan, "Karantina
sürecinde annem ile beraber buradaydık. Eşim bizden bir hafta önce
taburcu oldu. Zaten eşimin iki sonucu da negatif geldiği için, onu hemen
taburcu ettiler. Karantina sürecinde gerek doktorlar olsun, gerek
hemşireler olsun bizimle her saat başı ilgilendiler. Arkadaşlarım ve
yakınlarım da sürekli arayıp sordular, bütün ihtiyaçlarımızı
karşıladılar. Tedavi sürecim zaten ilk 5 gündü, fakat ben 5 günden fazla
kaldım burada. Şuan kendimi gayet sağlıklı hissediyorum. Taburcu
olduktan sonra şimdi de 14 günlük evde karantinada kalacağız. Sonrasında
ise ilk fırsatta ise babamın mezarına gideceğiz. Şimdi eve gideceğiz ve
evde babamın bütün anıları bizi bekliyor. Rabbim sabır versin anneme,
bana ve eşime. Annem de kanser hastası olmasına rağmen kendini gayet
sağlıklı hissediyor. Acımız taze, annemin başka bir evladı yok, sadece
ben varım. Bu yüzden annem için benim güçlü durmam gerekiyor. Yani süreç
bu şekilde ilerledi. İnşallah Rabbim bu acıları kimseye yaşatmasın."
şeklinde konuştu.
Kategori : Sağlık
Tarih : 6/26/2020 16:28
Hit : 779
DİĞER HABERLER