Yükseköğretime erişimi artırmak maksadıyla 1980lerde açık öğretim sistemi kuruldu. Yükseköğretimdeki payı yüzde ellilerin üzerine çıktı. 2020'de yapılan düzenleme ile dört dönem üst üste kayıt yenilemeyen pasif durumdaki yaklaşık iki milyon öğrencinin kaydı silindi. 2021'de yüzde 54 olan açık öğretim payı yüzde 41'e geriledi. Bunların yanı sıra 2024 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) "sınavsız ikinci üniversite" kapsamındaki 5 bölüme kayıtta yaş şartı getirdi.
Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı"na katılan YÖK Başkanı Erol Özvar da açık öğretim fakülteleriyle ilgili birtakım düzenlemeler için hazırlık sinyalleri veren, Özvar konuşmasında "Açık öğretim fakültelerini gerek çalışan, gerek üniversitede okuma imkanı bulamayan, gerekse beceri ve yetkinliklerini artırmak isteyen vatandaşlarımızın bu açığını kapatmak üzere yeniden tasarlıyoruz. Açık öğretimin kontenjan ve program yelpazesi artık büyük ölçüde hayat boyu öğrenme çerçevesinde yürüyecek" şeklinde konuştu
Özvar "Biz Yükseköğretim Kurulu olarak, açık öğretimi örgün öğretimin alternatifi olarak değil, tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Özellikle yetişkinlerin hayat boyu öğrenme kapsamında ortaya çıkan beceri açıklarını gidermeye yönelik bir eğitim modeli olarak yüksek öğretime katkı sunmasını önemsiyoruz. Son yıllarda YÖK'ün kontenjan düzenlemeleri sonucunda, açık öğretim öğrencilerinin profilleri önemli ölçüde değişti. Bugün itibariyle sayıları 3 milyona yaklaşan açık öğretim öğrencilerinin yüzde 70'e yakını ikinci üniversite kapsamında öğrenim görmekte. Bu da açık öğretimin hayat boyu öğrenme misyonunun öne çıktığını gösteriyor" ifadelerine yer verdi.