Turizm, aslında en çok bizim ihtiyacımız olan, ruhumuzu ve zihnimizi dinlendirdiğimiz; gördüklerimiz ve edindiklerimizle farklı bakış açıları kazandığımız, anılar biriktirdiğimiz çok yönlü bir deneyimdir. Her şehrin, her ülkenin turizm potansiyeli farklı olabilir; ancak Manisa için bu potansiyelin gerçekleşmemesinin tek sebebi, belki de sadece yeterince istemememizdir.
Yıllardır Manisa'nın bir turizm şehri olma hayali var. Ancak bu hayal, somut adımlarla desteklenmediğinde bir yere varamıyor. Manisa, hem tarım hem de sanayi şehri olarak dikkat çekiyor. Bu iki alan genellikle birbirini zorlayan unsurlar olsa da Manisa'da dengeli bir gelişim gözlemleniyor. Peki, bu dengenin yanına turizmi de eklemek mümkün mü? Bir şehir, hem tarımda hem sanayide hem de turizmde öne çıkabilir mi?
Manisa, aslında yıllar önce turizmde çok daha ileride olabilirdi. Tarihi, kültürel dinamikleri ve gastronomisiyle bu potansiyele fazlasıyla sahip. Ne var ki, yapılan çabalar ya yetersiz kalmış ya da süreklilik sağlanamamış. Örneğin; bir tarihi alanın turizme kazandırılması için gereken düzenlemeler, bölge sakinleriyle yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle yapılamamış. Bir diğer örnekte, kentin simgeleriyle hazırlanan hediyelik eşyalar güzel bir başlangıç yapmış; ancak destek bulunamayınca devamı gelmemiş. Derinlemesine araştırmalara dayanan kitaplar basılmış; fakat sınırlı sayıda basıldığı için şu an temin edilmesi zor.
Bu ve benzeri çabalar, ortak bir zeminde buluşamadığı, yalnız kaldığı, süreklilik kazanamadığı için ne yazık ki unutulmuş. Aslında sorun sadece bir biblo ya da broşür basamamak değil; mesele, birlikte harekete geçememek, fikirleri birlikte yürütememek. Üstelik sadece yerel yönetimlerin çabası yetmez; halkın da bu hayali sahiplenmesi gerekir. Esnafın turiste yaklaşımı, halkın etkinliklere katılması, şehrine sahip çıkması bu hayalin gerçek olmasında belirleyici unsurlardır.
Manisa için temennim, hiçbir çabanın yalnız kalmadığı, herkesin el birliğiyle destek verdiği, halkın ve yöneticilerin ortak akılda buluştuğu bir turizm geleceği. Çünkü turizm, sadece bir ekonomik gelir kaynağı değil; aynı zamanda bir kentin ruhudur.
Manisa, bu ruhu fazlasıyla hak ediyor.